9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 2. Ünite Hikaye

admin
0
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 2. Ünite Hikaye

BU ÜNİTEYİ PDF OLARAK İNDİR

HİKÂYE NEDİR?

Yaşanmış ya da yaşanabilecek olayların okuyanlarda estetik duygu uyandıracak şekilde ele alındığı kısa sanatsal metinlere hikâye denir.

Hikâyelerin Özellikleri

1. İnsan yaşamının belli bir bölümü ele alınır.

2. Yer ve zaman kavramı vardır.

3. Olay veya bir durum söz konusudur.

4. Hikâyede amaç; düşündürmek değil, duygulandırmak ya da heyecanlandırmaktır.

5. Gerçek ya da düş ürünü bir olay kısa şekilde anlatılır.

6. Fazla ayrıntıya girilmeden bir olay çerçevesinde olaylar yüzeysel ele alınır.

7. Detaylı ruh ve karakter tahlillerine yer verilmez.

 

Hikâyenin Tarihsel Gelişimi

  • Dünya edebiyatında hikâye türünün ilk örneği XIV. yüzyılda İtalyan edebiyatında Boccacio’nun (Bokaçyo) Decameron adlı eseridir.
  • Türk edebiyatında Tanzimat’tan önce hikâye türünün yerini halk hikâyeleri, destanlar, masallar, mesneviler ve Dede Korkut Hikâyeleri tutmaktaydı.
  • Batılı anlamda hikâye, Türk edebiyatına Tanzimat’la girmiştir. Ahmet Mithat Efendi’nin Letâif-i Rivâyât adlı eseri ilk hikâye örneklerindendir. Letâif-i Rivâyât’ta yer yer geleneksel hikâyenin anlatım özelliklerine rastlanır.
  • Teknik açıdan güçlü, Batılı örneklere benzeyen ilk hikâye ise Samipaşazade Sezai’nin Küçük Şeyler adlı eseridir.
  • Servetifünun Dönemi’nde hikâye türünün Avrupai anlamda örnekleri Halit Ziya Uşaklıgil ile verilmeye başlanır.
  •  Halit Ziya, yazmış olduğu hikâyeler ile türün romandan ayrılarak bağımsız hâle gelmesinde önemli katkılarda bulunur.
  • Türk Edebiyatında Ömer Seyfettin Maupassant tarzı (olay) hikâyenin, Sait Faik Abasıyanık da Çehov tarzı hikâyenin öncüsü kabul edilir.

 

Hikâyenin Yapı Unsurları

1. Olay örgüsü: Olay örgüsü, konuyu oluşturan olaylar dizisinin birbiriyle bağıntısına verilen addır. Metinlerde olay, ya metindeki kişiler arasında cereyan eden ilişkiler ya da kahramanın iç çatışmaları sonucu ortaya çıkar. Ele alınan olayların gelişiminde mantıksal bir sıra izlenir.

2. Kişi: Hikâyede anlatılan olayları veya durumları yaşayan kahramanlardır. Hikâyedeki kişiler kurmaca nitelik gösterir.

3. Zaman: Olayların başlaması, gelişmesi, son bulması belli bir zamanda olur. Bazı öykülerde zaman verilmez, sezdirilir. Öykücü zamanı bir düzen içinde vermeyebilir. Olayın veya durumun son bulmasından başlayarak olayın başlama noktasına doğru gelinebilir.


4. Yer (Mekân): Öykülerde olay veya durum belli bir yerde geçer. Çevre, uzun betimlemelerle verilmez; öyküyü ilgilendiren yönüyle verilir.

 

Hikâyenin Bölümleri
1. Serim Bölümü: Bu bölüme "giriş, başlangıç" bölümü de denir. Burada olayın geçtiği yer, zaman ve olayın kahramanları belli başlı nitelikleriyle betimlenir. Bu bölümde ele alınacak olan ya da durum ortaya konur.

2. Düğüm Bölümü:Bu bölüme "gelişme bölümü" de denir. Serim bölümünde sergilenen olay, neden-sonuç ilişkisine göre burada yoğunlaşır. Merak ögesi doruğa çıkar, ayrıntılar ortaya konur. Kişilerin konuşmaları genellikle bu bölümdedir.

3. Çözüm bölümü: Bu bölüme "sonuç" da denir. Olayın nasıl sona erdiği, olayın kahramanları ve tanık olanlar üzerinde nasıl bir etki bıraktığı burada ortaya konur. Gerilimler sona erer, merak ettiğimiz sorular yanıtını bulur. Düğüm çözülür. Bu plân daha çok olay öykülerinde karşımıza çıkar. Durum veya kesit öykülerinde olay plânı yoktur.

 

HİKÂYE TÜRLERİ

1. Olay Hikâyesi (Maupassant Tarzı Hikâye)

·       İlk örneklerini Fransız yazar Guy de Maupassant vermiştir.

·       Olay örgüsü; kişi, zaman ve mekâna bağlıdır.

·       Önce gerilimin arttığı bu hikâye türünde gözlem son derece önemlidir.

·       Bu hikâyeler çarpıcı bir sonla olaylar çözüme kavuşturulur.

·       Olay hikâyesi; serim, düğüm ve çözüm bölümünden oluşur.

·       Olay hikâyesinin Türk edebiyatındaki kurucusu Ömer Seyfettin’dir.

·       Diğer önemli temsilcileri: Refik Halit Karay, Reşat Nuri Güntekin, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Sabahattin Ali…

2. Durum Hikâyesi (Çehov Tarzı Hikâye)

·       İlk örneklerini Rus yazar Anton Çehov vermiştir.

·       Günlük yaşamdan bir insanlık durumu anlatılır.

·       Olay hikâyesindeki gibi serim, düğüm, çözüm bölümleri bulunmaz.

·       Bu tarz hikâyelerde zaman ve mekân belirsiz olabilir.

·       Bu hikâyelerde zaman, mekân ve kahramanların yaşamları sezdirme yoluyla verilmeye çalışılır.

·       Olay değil, tema önemlidir.

·       Durum hikâyesinde amaç; insanların davranışları, düşünceleri, ikili ilişkileri karşısında gösterdiği tepkiyi göstermektir.

·       Durum hikâyesinin Türk edebiyatında en önemli temsilcisi Sait Faik Abasıyanık’tır.

 

ANLATMAYA BAĞLI EDEBİ METİNLERDE ANLATICI

Anlatıcı: Olay örgüsüyle oluşan edebi metinlerde okura olayı aktaran kişidir. Anlatıcı eseri yazan kişi değildir. Eseri yazan gerçek kişidir. Edebi metinlerde olayı aktaran ise hayali kişidir.

Edebi metinlerde olay birinci kişi (ben) veya üçüncü kişi (o) ağzından aktarılır.

Anlatım üç bakış açısıyla aktarılır:

1. Hâkim (İlahi – Tanrısal) bakış açısı:

  • Anlatıcı kendisinden bahsetmez.
  • 3. tekil kişiyi (o) kullanır.
  • Anlatıcı bu bakış açısında her şeyi bilir.
  • Anlatıcı her zamanda ve her yerdedir.
  • Olayı ve eserlerdeki kahramanları her yönüyle bilir.
  • Olayın psikolojik yönünü iyi tahlil eder. Kahramanların duygu ve düşüncelerini, akıllarından geçen her şeyi bilir.

·        İnsanın aklından geçen ne varsa anlatıcı bunu aktarıyorsa bu kesinlikle hâkim bakış açısıyla yazılmıştır.

2. Kahraman akış açısı

  • Anlatıcı olayın kahramanıdır.
  • Olaylar başkarakterin ağzıyla anlatılır.
  • Anlatıcı görüp yaşadıklarını anlatır. Bunun dışına çıkamaz. Bundan dolayı da anlattıkları sınırlıdır.
  • Anlatıcı bu tarz hikâyelerde sadece duyulan, görülen, yaşanılan ve bilinen olaylardan bahsedebilir.

3. Gözlemci bakış açısı (Kameraman)

  • Olayların kamera sessizliğinde anlatılmasıdır.
  • Olaylara müdahale etmez.
  • Olaylarda taraf tutmaz.
  • Etrafında olup bitenleri bir kamera gibi izler.
  • Tarafsız bir tutumla gördüklerini okura anlatır.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)