12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 3. Ünite Şiir

admin
0
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 3. Ünite Şiir

BU ÜNİTEYİ PDF OLARAK İNDİR

CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE SAF (ÖZ) ŞİİR ANLAYIŞI

Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı, özellikle yaşanan toplumsal değişimlere göre yeni bir şekil almaya başlamıştır. Bu yeni şekille beraber içerikte de önemli anlayışlar şiirde yer almıştır. Bu dönemde ortaya çıkan birçok anlayış ya birbirini izleyen ya da birbirine tepki olarak ortaya çıkan şiir anlayışlarını ortaya çıkarmıştır. Bu kapsamda Ahmet Haşim ve Yahya Kemal ile başlayan saf (öz) şiir anlayışına uygun şiirler bu dönemde birçok şair tarafından yazılmaya devam edilmiştir.

Cumhuriyet Dönemi’nde Saf (Öz) Şiirin Özellikleri 

·       Saf (Öz) şiirin kurucuları Ahmet Haşim ve Yahya Kemal kabul edilir.

·       Türk edebiyatında özellikle 1920-1950 yılları arasında etkili olmuştur.

·       Dili her şeyin üstüne tutmuşlardır.

·       Divan şiirinin şekil (biçim) yapısından etkilenmişlerdir.

·       Şiirlerde ahenk, güzel ve etkili söyleyişi ön plana almışlardır.

·       Şiiri toplumsal sorunlardan ve siyasetten uzaklaştırmışlardır.

·       “Sanat, sanat içindir.” fikrini savunmuş, kusursuz şiirler yazmak istemişlerdir.

·       Şiirselliği ölçü ve kafiyenin gücünde değil imgelerin, seçtikleri sözcüklerin uyumunda aramışlardır.

·       Ahmet Haşim ve Yahya Kemal aruz, diğerleri hece ölçüsünü kullanmışlardır.

·       İmge ve söz sanatlarını kullanmış, şiire özgü düşsel bir dünya kurmuşlardır.

·       Aşk, ölüm, doğa, yaşama isteği gibi bireysel konuları ele almışlardır.

·       Batı edebiyatındaki sembolizm akımının etkisinde kalmışlardır. 

·       Saf (Öz) Şiirini Önemli Temsilcileri: Ahmet Hamdi Tanpınar, Necip Fazıl Kısakürek, Asaf Halet Çelebi, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Muhip Dıranas, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Behçet Necatigil 

 

Saf (Öz) Şiirde Mistisizm (Gizemcilik)

·       Tanrının ancak sezgi ve metafizikle kavranabileceğini savunurlar.

·       Akıl ve mantık gerçeklere ulaşmakta yeterli değildir. Gerçeklerin derin bir sezgiyle aranabileceğini savunurlar.

·       Bu akımda üzerinde en çok durulan kavram “sevgi”dir. İnsan Tanrı’ya ancak sevgiyle ulaşabilir.

·       Mistisizmin önemli özelliklerinden biri de insanın gerçeği kendi iç dünyasında araması gerektiğidir.

·       Mistik sanatçılar gizliliğe son derece önem verirler.

·       Tük edebiyatındaki en önemli temsilcisi Necip Fazıl Kısakürek’tir. 

 

Toplumcu-Gerçekçi Şiirin Özellikleri 

·       Toplumcu şiirin en önemli özelliklerinden biri söylev üslubunun kullanılmasıdır.

·       Fütürizm akımının etkisiyle oluşmuş ideolojik bir şiirdir.

·       Biçim kaygıları yoktur. İçeriğe önem vermişlerdir.

·       Şiirlerde genel olarak halkın çektiği sıkıntılar, yoksulluk ve bunlara çözüm yolları ele alınmıştır.

·       Tüm insanlığın mutlu olacağı güzel bir geleceğe işaret eden bir şiir anlayışıdır.

·       Değindikleri konular ve kavramlar edebiyatımızda daha önce hiç kullanılmamıştır.

·       “Halkçılık, köycülük, hümanizm” gibi fikirler bu sanatçıları etkilemiştir.

·       Edebiyatı toplumu değiştirecek, güzele götürecek bir araç olarak görmüşlerdir.

·       Politik yaklaşımlarla işçi-işveren, emek, sömürü, ağa-köylü, ezen-ezilen gibi çatışma unsurlarını kullanmışlardır. 

 

Nazım Hikmet ve Fütürizm 

·       İtalyan şair Marinetti tarafından kurulan Fütürizm akımı, 1909 yılında Figaro gazetesinde yayımladıkları bildiriyle düşüncelerini ortaya koymuşlardır.

·       Bu akımın sanat anlayışında kuralsız anlatım ve otomatik yazı gibi biçimsel ögeler bulunmaktadır.

·       Fütürizm akımı “gelecekçilik” anlamına gelmektedir.

·       Noktalanma işaretlerine karşı çıkmışlardır.

·       Bu anlayıştaki en önemli iki kavran “makine ve hız” sözcükleridir.

·       Nazım Hikmet, Rus edebiyatının önemli fütürist şairi Mayakovski’den etkilenerek bu düşüncede şiirler kaleme almıştır.

·       Fütüristler, sanatın durağanlığı değil, sürekli bir hareket içerisinde olması gerektiğini savunmuşlardır. 

 

Mavi Dergisi ve Mavicilerin Özellikleri

·       1950’li yıllarda yayım hayatına başlayan Mavi Dergisi, Türk edebiyatında yeni bir oluşumun merkezi haline gelmiştir.

·       1952-1956 yılları arasında Ankara’da 32 sayı olarak çıkan bu dergi etrafında birleşen sanatçılar “Maviciler” adlı bir hareketin oluşmasını sağlamıştır.

·       Maviciler topluluğunun en önemli sanatçısı Attila İlhan’dır.

·       Bu akım Garipçilere (I. Yeni) tepki olarak ortaya çıkmıştır.

·       Şiirde anlam açıklığına karşı çıkmışlardır.

·       Şiirlerinde zengin benzetmelerden yararlanmış, anlam derinliğine son derece önem vermişlerdir.

·       Garip Hareketi içerisinde özellikle Orhan Veli’nin şiir anlayışına tepki göstermişlerdir. 

·       Mavicilerin Temsilcileri: Attila İlhan, Ferit Edgü, Orhan Duru, Ahmet Oktay, Tahsin Yücel, Demir Özlü, Özdemir Nutku, Demirtaş Ceyhun…

 

Ø  1940’lı Yılların Toplumcu-Gerçekçi Şairleri: Hasan Hüseyin Korkmazgil, Ahmed Arif, Enver Gökçe, Rıfat Ilgaz, Ceyhun Atıf Kansu, Ömer Faruk Toprak, Attilâ İlhan

 

Millî Edebiyat Anlayışını Yansıtan Şiirin Özellikleri 

·       Hem söyleyiş özelliklerini hem de temasını halk geleneğinden almıştır.

·       Milli Edebiyat Dönemi’nde ortaya çıkan anlayışın Cumhuriyet Dönemi’ndeki devamıdır.

·       Folklor ve milliyetçilik gibi iki önemli kaynaktan beslenmiştir.

·       Bu anlayış “Memleket Edebiyatı” adıyla bilinmektedir.

·       Anadolu ve Anadolu’nun kültürü ve kahramanlıkları konu olarak seçilmiştir.

·       Öğretici şiirler kaleme alınmış; “Sanat, toplum içindir.” görüşü benimsenmiştir.

·       Milli Mücadele yılları ve sıkıntıları işlenmeye devam edilmiştir.

·       Beş Hececiler, Arif Nihat Asya, Ahmet Kutsi Tecer, Kemalettin Kamu, Mithat Cemal Kuntay, Ömer Bedrettin Uşaklı, Zeki Ömer Defne, Behçet Kemal Çağlar, İbrahim Alaettin Gövsa, Orhan Şaik Gökyay, Necmettin Halil Onan bu anlayışla şiirler yazmışlardır. 

 

Garip Akımının (I. Yenicilerin) Özellikleri

1941 yılında üç arkadaşın ortak yayımladıkları “Garip” adlı şiir kitabında şiirle ilgili görüşlerini bir bildiri olarak yayımlayan bu topluluk şiirde bir devrim niteliği taşıyan bir anlayışı Türk edebiyatına getirmişlerdir. 

·       Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday ve Oktay Rıfat Horozcu tarafından oluşturulmuş bir akımdır.

·       Şairane söyleyişlerden kaçınan bu akımın öncüsü Orhan Veli Kanık’tır.

·       Geleneksel anlayışın tamamına karşı çıkmışlardır.

·       Sözcükleri gerçek anlamlarıyla kullanmış, anlamı ön plana çıkarmışlardır.

·       Kafiye ve ölçüyü gereksiz görmüş, serbest ölçüyü kullanmışlardır.

·       Şiirlerinde sıradan insanlara özgü gerçekleri ele almışlardır.

·       Aklı ön plana almış duyguları geri planda bırakmışlardır.

·       Şiirin doğallığını bozduğunu öne sürdükleri söz sanatlarını kullanmamışlardır.

·       Şiirde her türlü sözcüğe, argo sözcüklere dahi yer vermişlerdir.

·       İmgeye, hayale karşı çıkmışlardır. 

Garip Hareketinin Temsilcileri

·       Orhan Veli Kanık

·       Melih Cevdet Anday

·       Oktay Rıfat Horozcu 

 

İkinci Yeni Şiirinin Özellikleri

·       Garipçilerin şiirde anlamın açık olması ilkesine karşı çıkmış ve onlara tepki olarak ortaya çıkmışlardır.

·       Şiir için şiir anlayışıyla ortaya çıkan bu topluluk Servetifünun Dönemi’nin modern versiyonudur.

·       Şiire birçok yenilik getirmiş, sözcüklerin şeklinde değişiklik yapmışlardır.

·       Sözcükler arasındaki anlam bağlantısını koparmış, cümlenin söz dizimini bozmuşlardır.

·       Şiirlerinde çok anlamlılığa önem vermiş, dilde kullanılmayan ya da hiç olmayan sözcükleri kullanmışlardır.

·       İmge ve söz sanatlarını çok yoğun bir şekilde kullanmışlardır.

·       Şiirlerinde psikoloji ve bunalım hâkim olan iki kavramdır.

·       İkinci Yeni şairleri her yönüyle birbirinden faklı görüşlerde olan şairlerdir.

·       Şiiri herkesin istediği gibi anlayabileceği bir forma dönüştürmüşlerdir.

·       Sürrealizm ve dadaizm akımlarından etkilenmişlerdir.

·       Toplumcu şiirler birlikte önemini kaybetmişlerdir.

·       Şiirde öyküleyici anlatımı, manzum hikâyeciliği reddetmişlerdir. 

·       İkinci Yeni Şiirinin Temsilcileri: Edip Cansever, Cemal Süreya, Ece Ayhan, Sezai Karakoç, Ülkü Tamer, Turgut Uyar, İlhan Berk

 

Mistik, Metafizik, Geleneğe Yaslanan Şiir Anlayışı

·       Daha çok dini duyarlılığı ön plana çıkaran bu anlayış özellikle Mehmet Akif ile başlamış, Cumhuriyet Dönemi’ne gelindiğinde Necip Fazıl Kısakürek ile devam etmiştir.

·       Ardından Sezai Karakoç gibi şairlerinde İslami geleneğe bağlı temaları ele almasıyla birçok şair bu anlayışta şiir yazmaya başlamıştır.

·       Kaynağını İslam inancı, gelenek ve toplumsal yaşamdaki ahlaki kurallardan alan bu şiir, metafizik unsurların ön plana çıkarılmasıyla son derece etkili bir anlayışa dönüşmüştür. 

·       Mistik, Metafizik, Geleneğe Yaslanan Şiir Anlayışının Temsilcileri: Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç, Asaf Halet Çelebi, İsmet Özel, Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt, Nuri Pakdil. 

 

1960 Sonrası Toplumcu Şiir (İkinci Yeni Sonrası Toplumcu Şiir) 

·       Yerleşik düzene eleştiri, sınıfsal sorunlar, kadın, doğa, kentleşme sorunları” gibi temaları işlemişlerdir.

·       Bu dönem sanatçıları bazen anlamı öne çıkaran şiirler yazmışlar bazen de İkinci Yeni gibi anlam kapalılığına yönelmişlerdir.

·       İkinci Yeni şiirine karşı bir manifesto (bildiri) yayımlamışlardır.

·       Kendilerini toplumun öncüleri gören 1960 sonrası toplumcu şairler Nazım Hikmet’i örnek almışlardır.

·       Geleneksel söyleyişten yararlanmış, üslupta aşırılıktan kaçınmışlardır.

·       Şiirde biçimden çok içeriğe önem vermişlerdir.

·       Marksist düşünceyi Türkiye’de yaymaya çalışmışlardır.

·       Sloganik bir şiir dili geliştirmişlerdir. 

·       1960 Sonrası Toplumcu Şiirin Temsilcileri: İsmet Özel, Gülten Akın, Süreyya Berfe, Özkan Mert, Refik Durbaş, Ataol Behramoğlu, Nihat Behram…

 

1980 Sonrası Türk Şiirinin Özellikleri

·       1980 İhtilali ile birlikte ortaya çıkan bu dönemde edebiyatımızda büyük bir zihniyet değişikliği olmuştur.

·       Farklı şiir anlayışına sahip birçok sanatçı ortaya çıkmıştır.

·       Düzyazıya yaklaştırılan şiirde genellikle serbest ölçü kullanılmıştır.

·       İçerik geri plana atılmış, şiirde üslup ön plana çıkarılmıştır.

·       İdeolojik toplumcu şiirin önemini kaybettiği bu dönemde şiir, daha çok bireysel temalara yönelmiştir.

·       Kullanılan dil soyutlaşmış, anlam kapalılığı önemsenmiştir.

·       İdeolojik söylemlerden ve popülist düşünden uzak bir şiir anlayışı vardır.

·       Genellikle duygu yoğunluğu yüksek şiirler kaleme alınmıştır.

·       İkinci Yeni gibi şiirde sözcüklerin uzak çağrışımlarına yeniden yer verilmiştir. 

·       1980 Sonrası Türk Şiirinin Temsilcileri: Tuğrul Tanyol, Haydar Ergülen, Metin Celal, Lale Müldür, Seyhan Erözçelik, Şavkar Altınel, Roni Marguiles, İhsan Deniz, Adnan Özer, Osman Hakan A., Akif Kurtuluş, Hüseyin Atlansoy, Enver Ercan, Enis Batur, Şükrü Erbaş, Salih Bolat, Birhan Keskin, Ebubekir Eroğlu, Murathan Mungan, Küçük İskender, Metin Cengiz, Sunay Akın, Akgün Akova, Melisa Gürpınar, Ahmet Erhan, Yaşar Miraç… 

 

Cumhuriyet Dönemi Halk Şiirinin Özellikleri

·       İslamiyet öncesi ile devam eden halk şiiri Cumhuriyet Dönemi’nin de önemli bir şiir anlayışını oluşturur.

·       Saz eşliğinde söylenen şiir geleneği bu dönemde de devam etmiştir.

·       Dörtlük nazım birimi, hece ölçüsü ve sade dil anlayışıyla şiirler yazılmıştır.

·       Şiirlerde en çok 7’li, 8’li ve 11’li hece kalıpları kullanılmaya devam edilmiştir.

·       Dil, şekil ve şiirlerde kullanılan temalar halk kültürüne yöneliktir.

·       Şiirlerde en çok toplumsal olaylar, bireysel temalar ve halkın sıkıntıları ele alınmıştır.

·       Yarım veya tam kafiye ile redif kullanılmaya devam edilmiştir.

·       Anlamın açık olması önemsenmiş, söz sanatları fazla kullanılmamıştır. 

·       Cumhuriyet Dönemi Halk Şiirinin Temsilcileri: Âşık Veysel, Âşık Mahzuni Şerif, Yaşar Reyhani, Feymani, Abdurrahim Karakoç, Murat Çobanoğlu, Şeref Taşlıova, Neşet Ertaş, Muharrem Ertaş…


BU ÜNİTEYİ PDF OLARAK İNDİR







Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)