11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 5. Ünite Sohbet ve Fıkra

admin
0
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 5. Ünite Sohbet ve Fıkra

BU ÜNİTEYİ PDF OLARAK İNDİR

SOHBET (SÖYLEŞİ) 

Bir bilim veya sanat konusunu, okurun üzerinde yazarla sohbet ediyormuşçasına bir izlenim bırakarak anlatan edebiyat türüne sohbet (söyleşi) denir. 

Sohbet Türünün Özellikleri 

·       Yazar, güncel bir konuyu okurla konuşuyormuş gibi samimi ve anlaşılır bir üslupla ele alır.

·       Yazar ele aldığı konuyu derinlemesine girmeden, okurla samimi bir ilişki kurarak anlatır.

·       Sohbet yazarı, karşılıklı konuşma havası oluşturmak için okura doğrudan sorular sorar.

·       Konuşma dilinde kullanılan sözcüklere yer verilir.

·       Düşüncelerini kanıtlama çabasına girmez.

·       Sohbet metinlerinde genellikle açıklayıcı ve söyleşmeye bağlı anlatım türleri kullanılır.

·       Sohbet türündeki metinlerde gündelik olaylar, sanat ve edebiyatla ilgili konular ele alınır.

·       Yazar bu konuları işlerken kendi düşüncelerini ortaya koyar.

·       Gazete ve dergilerde yayımlanan bir tür olmakla birlikte kitap hâline getirilerek de yayımlanabilir. 

 

·       Türk Edebiyatında Sohbet Türünün Önemli Yazarları: Ahmet Rasim, Şevket Rado, Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin, Melih Cevdet Anday, Yahya Kemal Beyatlı, Haldun Taner, Nihat Sami Banarlı 

 

Ahmet Rasim (1864 – 1932)

·       Servetifünun Dönemi’nin bağımsız sanatçılarından biridir.

·       Sohbet ve fıkra türünde kaleme aldığı eserleriyle tanınır.

·       Ahmet Mithat geleneğinin önemli temsilcilerinden biridir. (Halkı eğitme anlayışı)

·       Şiir, hikâye, okul kitapları türlerinde, tarih ve bilim konularında eserler yazmıştır.

·       İstanbul’un her ayrıntısını, sokakları, halkın günlük yaşamını eserlerinde yansıtmıştır.

·       Son derece canlı bir anlatıma sahiptir. 

·       Eserleri: Gecelerim, Şehir Mektupları, Eşkâl-i Zaman, Cidd ü Mizah, Gülüp Ağladıklarım, Falaka, Ramazan Sohbetleri, Muharrir Bu Ya 

 

Nurullah Ataç (1898 – 1957)

·       Eleştirmen ve denemeci olarak bir döneme damgasını vuran ve bu alanda on beş cildi dolduracak kadar denemeyle eleştiri alanında yazılar yazan büyük bir sanatçıdır. Ataç kendini, “günde yirmi dört saat edebiyatçı olan” diye tanımlamıştır.

·       Dergâh dergisinde yazdığı şiirler ve Ahmet Haşim hakkında kaleme aldığı bir yazı ile edebiyat dünyasına giriş yapan sanatçı deneme, eleştiri, inceleme ve çeviri türlerinde onlarca eser meydana getirmiştir.

·       Kitap okuyarak kendini geliştirdiğini ve özelikle Fransızca kitaplarının düşünce dünyasında büyük bir öneme sahip olduğunu söyleyen yazarın son derece güçlü bir hafızası vardır. Yazdığı yazıların bol örnekli olması çok zor unutmasından kaynaklanmaktadır.

·       Eleştiri alanında çok büyük bir etki bırakan yazar için, 1945 ile 1957 yılları arasında sanatçıların çoğunun Ataç’ın ne diyeceğini hesap ederek yazdıkları söylenmiştir. Yazdığı yazılarla birçok sanatçıyı öven, kimilerini de ağır bir şekilde yeren Ataç, hiçbir düşünceyi söylemekten korkmamış ve her anlamda yenilikçi bir tavır sergilemiştir.

·       Edebiyatımızda modern anlamda deneme türünde eser veren ilk yazar Nurullah Ataç’tır.

·       “Benim geleceğe kalacak eserlerim, onlardır.” diyecek kadar çeviriye önem veren Nurullah Ataç, yetmişe yakın kitap çevirmiştir.

·       Tenkitçilikten daha çok kendini denemeci olarak ifade eden yazar, gerçekten de objektifliğinden çok sübjektif olması, belgelere dayanmaktan daha çok mantığı ile olaylara yaklaşması, ayrıntılar üstünde durarak hükümleri durmadan sorguya çekmesi, “ben buyum ve böyle düşünüyorum” tavrını takınması ile deneme türüne daha yakın bir sanatçı olduğunu göstermiştir.

·       Türkçenin özleşmesi için çalışmış, Türkçenin içindeki bütün yabancı kelimelerin atılması için gayret göstermiş, “özleştirmecilik” akımına öncülük etmiş olan Nurullah Ataç hafif mizaha kaçan bir üslupla eserlerini kaleme almış ve konuşur gibi yazmıştır.

·       Üslubunun en özgün taraflarından biri de “devrik cümleleri” yoğun bir şekilde kullanmasıdır. Bazı yazılarında devrik cümleleri çok fazla kullanmış ve bu yüzden de yapmacıklığa düştüğü yönüyle eleştirilmiş olan Ataç, edebiyatımızda devrik cümlenin babası sayılmaktadır.

·       İlk yazısını 1921 yılında Dergâh dergisinde yayımlamıştır.

·       Deneme, eleştiri, günlük, söyleşi türünde eserler vermiştir. Roman ve öykü türünde eserler vermemiştir.

·       Yazılarıyla genç şairlerin tanınmasında büyük emek harcamıştır.

·       Edebiyatımızda eleştiri türünün gelişmesinde önemli katkıları olmuştur.

·       Türkçenin özleşmesinde öncülük etmiştir.

·       Yeni sözcükleri savunmuş, bunları yazılarında kullanmış, bunların dilimize yerleşmesini sağlamıştır.

·       Belli bir dönemden sonra hiçbir yazısında ‘ve’ bağlacını (Arapça olduğu için) kullanmamıştır.

·       Konuşma dilindeki devrik cümlenin yazıda kullanılması gerektiğini ve doğruluğunu savunmuştur.

·       Devrik cümlelerin öncüsüdür.

·       Akıcı bir dili ve sağlam üslubu ve inandırıcı bir anlatımı vardır.

·       Cumhuriyet döneminde deneme türünün en başarılı temsilcisidir:

·       Yeni bir düz yazı dilinin kurulmasına öncülük etmiştir.

·       Çeviri alanına 50’ye yakın eseri vardır.

·       “Günce”de yaşamının son iki yılında yazdığı günlükleri yer alır.

·       “Edebiyatı, sanatı kendine dert edinmiş, gece gündüz edebiyat düşünen bir adam” olarak bilinir.

·       Eserleri: Günlerin Getirdiği, Karalama Defteri, Sözden Söze, Ararken, Diyelim, Söz Arasında, Okuruma Mektuplar, Günce

 

FIKRA (KÖŞE YAZISI)

Siyasi, sosyal ve gündelik konuları, belli bir düşünceye bağlayarak yorumlayan, kanıtlama amacı taşımadan yazılan ciddi ve eğlendirici yazı türüne fıkra denir. Gazetelerde yayımlanan fıkraların diğer ismi de köşe yazısıdır. 

Fıkra Türünün Özellikleri

·       Belgelendirme ve kanıtlama gereği duyulmadan yazılır.

·       Günlük olayları, ülke sorunlarını veya yazarın bir konu hakkındaki düşüncelerini ortaya koyan yazı türüdür.

·       Konuşma diliyle ve son derece sade bir anlatımla yazılırlar.

·       Güncel, günübirlik konularda yazıldığı için ömrü kısadır.

·       Edebi bir dille yazılıp kalıcı olan fıkralar da vardır.

·       Fıkra gazete ve dergilerde yazılan bir türdür.

·       Fıkralarda genellikle açıklayıcı anlatım türünden yararlanılır.

·       Bu türün oluşumu ve yaygınlaşması Tanzimat Dönemi ile başlar.

·       Fıkralar öğretici metin türleri içerisinde yer alırlar. 

·       Fıkra Türünün Önemli Yazarları: Ahmet Rasim, Ahmet Hâşim, Yusuf Ziya Ortaç, Şevket Rado, Falih Rıfkı Atay, Burhan Felek, Peyami Safa 

 

Makale-Fıkra (Köşe Yazısı) Farklar

·       Makale yazarı ele aldığı fikirleri bilimsel bir yaklaşımla incelerken fıkra yazarı kişisel görüşle ele alıp inceler. 

·       Makalelerde yazılanları ispatlama kaygısı vardır; ancak fıkralarda yazılanları ispatlama kaygısı yoktur.

·       Makalelerde ciddi, yapmacıksız, bilimsel bir anlatım vardır. Fıkralarda açık, sade ve anlaşılır bir dil kullanılır. 

·       Fıkralar günübirlik yazı türüdür. Makalede ise böyle bir durum yoktur. 

·       Makalede yazar doğruyu; fıkrada ise yazar kendi doğrusunu anlatır. 

·       Makale fıkraya göre daha uzun bir yazı türüdür. 

·       Makale yazmak belli bir uzmanlık ister


BU ÜNİTEYİ PDF OLARAK İNDİR






Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)