Tahrib-İ Harabat (Namık Kemal) Konusu

admin
0
Namık Kemal’in Tahrib-İ Harabat’ı

    Namık Kemal (Tahrib-İ Harabat)

     Namık Kemal'in eleştiri türündeki eseridir. Yazar, bu eserinde Ziya Paşa'yı eleştirmektedir. Ziya Paşa, 1868'de Hürriyet'te yayımladığı ünlü "Şiir ve İnşa" makalesinde, Türk edebiyatının çağdaş bir düzeye erişmesini, gerçek Türk edebiyatı olan Halk edebiyatının bu yenileşmede temel alınması gerektiğini savunmuştur. 1874'te çıkardığı Hârâbat adlı Divan şiiri antolojisinin ön sözünde ise Halk edebiyatını küçümseyerek Divan edebiyatını övdüğü görülür. Onun bu çelişkili tutumu yeni bir Türk edebiyatı oluşturmak için birlikte yola çıktıkları Namık Kemal'in tepkisini çeker. Namık Kemal de Ziya Paşa'nın Harabat'ına karşılık Tahrib-i Harabat'ı yazar.

     İlk bölümdeki dizelerde Divan şairlerinden olan Ahmedî, Necâtî ve Zatînin, şiirde Türkçe söyleyişe büyük katkılar sağladığı belirtilmiştir. Namık Kemal, bu görüşe katılmadığını açık açık ortaya koymuştur. Bu şairlerden önce yaşayan Mevlana, Sultan Veled, Süleyman Çelebi gibi şairlerin unutulmasını eleştirmiştir.

     İkinci bölümdeki dizelerde tiyatro eserlerinin bir ahlak kitabı olmadığı üzerinde durulmuştur. Namık Kemal, bu düşüncenin söylenmeye bile gerek olmadığını belirtmiştir. Çünkü ona göre tiyatro zaten, bir eğlence aracıdır. Üstelik tiyatronun ahlak öğreticisi olmadığını edebiyatçılarımız da söylemişlerdir.

     Üçüncü bölümde ise yazar, Harabat ismini kullanarak eleştirilerini açıkça ortaya koymuştur. Eleştirilerden hem Ziya Paşa hem de Fuzuli nasibini almıştır.

     Yer yer ağır ve anlaşılmaz ifadeler kullanılsa da genel itibariyle bu metin dil ve anlatım yönünden anlaşılır düzeydedir. Metinde "sehl-i mümteni, fars" gibi edebiyat terimleri kullanılmıştır. "addolunmak, âsâr, zâhib, salabet" gibi sözcükler günümüz Türkçesi düşünüldüğünde anlaşılması zor ifadelerdir.

     Yine bu eleştirinin ana konusu da aslında Tanzimat döneminin yaygın düşüncesi olan Divan edebiyatına karşı çıkıştır. Namık Kemal ve öteki Tanzimat sanatçıları, yeni bir edebiyat ortaya koymanın eskiyi, yani Divan şiirini ortadan kaldırmakla mümkün olabileceğini düşünmüşlerdir. Bunu gerçekleştirmek için de eserleriyle mücadele içine girmişlerdir. İşte Tahrib-i Harabat, bir yönüyle bu mücadelenin bir ürünü sayılabilir.

 



Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)