Milli Edebiyat Dönemi Hikâye, Roman ve Tiyatro'nun Özellikleri

admin
0
Milli Edebiyat Dönemi Hikâyesinin Özellikleri

    Milli Edebiyat Dönemi Hikâyesinin Özellikleri

  • Milli konulara, tarihe, Anadolu’ya yönelmişlerdir. Örneğin Ömer Seyfettin’in “Kızıl Elma” hikâyesinde sanatçı tarihi bir olayı anlatırken Refik Halit “Hakk-ı Sükût” adlı hikâyesinde Anadolu’yu ve Anadolu insanını işlemiştir. Elbette ki sadece İstanbul’u ve aydın kesimi anlatan Servetifünun hikâyesinden sonra bu tema ve konu farklılığı bu dönem hikâyesini kendisinden önceki dönemlerden ayırır.
  • Milli Edebiyat’a kadar her zaman roman hikayeden daha çok önemseniyordu. Bu dönemde özellikle Ömer Seyfettin’in çabalarıyla hikaye de değer kazanmıştır. Bunda Ömer Seyfettin’in bizzat hikâye ile uğraşmasının payı büyüktür.
  • Toplumsal konularda eser verilmiştir.
  • Halkın anlayabileceği, sade bir dille eserler yazılmıştır.
  • Mekan olarak Anadolu seçilmiştir.
  • Realizm akımından etkilenilmiştir.
  • Hikayeler, genellikle Maupassant (olay hikayeciliği) tarzında yazılmıştır.
  • Halka doğru ilkesiyle hareket etmişlerdir.
  • Milli Edebiyatın en önemli iki hikâye yazarı Ömer Seyfettin ile Refik Halit Karay’dır.
  • Hikâyelerde özellikle Arapça ve Farsça tamlamalardan kaçınılmıştır.
  • Teknik yönden başarılı hikayeler yazılmıştır.

    Milli Edebiyat Dönemi Romanının Özellikleri

  • Bu dönem romanı hikâyede olduğu gibi toplumsal konular ele alınmıştır.
  • Milli Mücadele, vatan, millet, Anadolu, bağımsızlık, köy gerçeği gibi  konularda eserler verilmiştir.
  • Dil, hikâyede olduğu gibi sade ve konuşma diline yakındır.
  • Türkçe karşılığı olan Arapça ve Farsça sözcükler kullanılmamıştır.
  • İstanbul Türkçesi kullanılmıştır.
  • Her kesimden insanlar anlatılmıştır.
  • Anadolu mekan olarak seçilmiştir.
  • Teknik yönden başarılı roman ve hikâyeler yazılmıştır.
  • Konular, kendi yaşamımızdan alınmış; bunlar, çevre olarak genişlemiş; ülkenin değişik yerleri anlatılmıştır. Böylece “memleket edebiyatı” çığırı açılmıştır.
  •  “Halka doğru” ilkesiyle hareket edilmiştir.
  • Milli Edebiyat romanlarında realizm ve natüralizm akımlarından etkilenmişlerdir.
  • Memleketi ve memleket gerçeklerini yansıtmayı amaçlayan Milli Edebiyat Dönemi roman ve öyküsünün anlatımı, gözlemci gerçekçiliğe dayanır. Ömer Seyfettin, Yakup Kadri, Refik Halit, Reşat Nuri realizm gerçekçilik akımına bağlı kalmıştır. Selahattin Enis, Celalettin Göktulga, Osman Cemal Kaygılı natüralizm akımına bağlı kalmıştır.
  • “Yurt” ve “köy” sorunları anlatılmıştır. Köy ve taşra insanının yaşayışını anlatan ilk başarılı örnekler, Reşat Nuri’nin “Çalıkuşu”, Ebubekir Hazım’ın “Küçük Paşa” adlı yapıtı bu dönemde verilmiştir.
  • Bu dönemin önemli romancıları, Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Refik Halit Karay ve Reşat Nuri Güntekin’dir.

     

      

    Milli Edebiyat Döneminde Göstermeye Bağlı Edebi Metinler (Tiyatro)

  • Paris’te ünlü bir tiyatronun müdürü olan Pierre Antuan 1914’de İstanbul’a davet edilmiştir.1915’te de ilk resmi şehir tiyatromuz olan Darülbedayi’yi (Darülbedayi-i Osmanî) kurmuştur. Bu tiyatronun önemi, oyuncu olmak isteyenleri yetiştirme amacı gütmesidir. Amacı bakımından aynı zamanda bir okul niteliği taşır.
  • Darülbedayi-i Osmanî o dönemde bir tüzük yayınlamıştır. Tüzüğünün ilk maddesi yerli piyes yazılmasına yönelikmiş. Bu madde de Türk tiyatrosunun gelişmesine zemin hazırlamıştır.
  • İlk oyun 1916 yılı başında sahneye konmuştur. Bu oyun Hüseyin Suat’ın “Çürük Temel” adlı uyarlamasıdır. Onu Halit Fahri’nin “Baykuş”u izler.
  • Sahnelenen oyunların çoğu hafif komedi ve vodvil, bir kısmı manzum dramdır.
  • Bu iki oyun yazarıyla birlikte dönemin roman ve öykü yazarlarından Aka Gündüz, Reşat Nuri, Ömer Seyfettin, Halide Edip, Yakup Kadri, Mithat Cemal; şairlerinden Halit Fahri, Yusuf Ziya, Faruk Nafiz gibi isimler sahnelenen oyunlar yazmışlardır.
  • Tiyatrolar teknik açıdan güçlü olmamaklar birlikte konuşma dilinin canlılığını koruması bakımından önemlidir..
  • Tiyatro eğitimi verilen Darülbedayi’nin yanında Türk ope­rasının temelini kurmak amacıyla Darülelhan adıyla müzik bölümü açılmıştır.
  • Bu dönemde tamamen Batılı bir tiyatro anlayışının temel­leri atılmıştır.
  • Bu dönemde yalnızca tiyatro yazarı olarak tanınanlardan biri Musahipzade Celâl, öteki de İbnürrefik Ahmet Nuri Sekizinci’dir.


Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)